Haziran 26, 2011

İsmet Özel / Başörtüsü Demoratik Bir Hak Değildir(mi?)

"Kızların üniversiteye başörtülü olarak girmeleri ve başörtülü olarak ders dinlemeleri, kimliklerinde, diplomalarında başörtülü resimlerinin bulunmasının bir demokratik hak olduğunu söyleyenler, bu çocukları istismar ediyorlar ve bunları kullanıyorlar. Çünkü başörtüsü demokratik bir hak değildir, dini bir vecibedir. Üstelik hür ve namuslu kadınlar başlarını örter, cariyelerin başlarını örtmeleri doğru değildir, başını örtmek kadınlara verilmiş bir imtiyazdır, hak değildir. Sadece üstün nitelikli kadınlar başlarını örterler.

Bana sorarsanız, benim yetkim olsa, bazı kadınların başlarını örtmelerini yasaklarım. Çünkü sizin baş örtmeye hakkınız yok derim, siz namuslu ve hür kadınlar değilsiniz, dolayısıyla başınızı örtemezsiniz. Başını örtmek üstün bir şeydir, yüksek bir şeydir, hiçbir zaman başörtülü bir kadın, başı açık bir kadının himayesi altına giremez. Başını örten bir kadın başı açık bir kadını himaye edebilir. Başın açık gezebilirsin diye ona iyilikte bulunabilir, ama tersi olmaz. Çünkü dediğim gibi hür kadınlar başını örter, Hz. Hatice başını örter.

Başörtüsü, ona tahammül edemeyenler için bir sorundur. Sorunu başlatan onlar olduğundan kavga da burada başlamaktadır, yani belirttiğiniz gibi ortada bir horoz dövüşü yok. Başörtüsünü sorun edinen kesimin yıllardır süren zulmü olmasaydı biz durduk yerde sizin deyişinizle "garnizon kafalı demokratlara" neden kafa tutalım ki?, aklımızı mı kaybettik? veya başörtüsünün dini bir vecibe olduğu toplumun her kesimi tarafından kabul edildiği bir ortamda neden "başörtüsü demokratik bir hak değil dini bir vecibedir ve meziyettir" diyelim ki?


Neden? bunu ülkemizdeki başka bir toplumsal vakıa ile açıklayayım; Kürt milliyetçiliğini doğuran bütün etkenler Türk milliyetçiliğinden kaynaklanmıştır.Bir başka deyişle ortada Türk milliyetçilerinin Kürtlere karşı bir önyargısı ve bu yargıdan kaynaklanan davranışları olmasaydı Kürt milliyetçiliği denen bir olgu da çıkmazdı ortaya. Burada Kürt milliyetçiliğinin doğruluk veya yanlışlığından öte onun doğal bir anti-tez olduğundan bahsediyorum. Benzer olarak bizim başörtüsü düşmanlarına karşı bu kavgada yer almamız kadar doğal bir şey olamaz. Bu durumumuz Kürt milliyetçiliğindeki gibi bir anti-tez değildir.

Öncelikle 1400 yıl boyunca devam eden ve teorisi ile pratiği ile doğruluğu ALLAH tarafından ispat edilen bir tezimiz var. Laikler bu teze karşı anti-tez geliştirip bunu ortadan kaldırmaya çalışmaktadırlar.Buna karşı Müslümanların müslümanca bir tepki vermesi gerekir. Onlar bu yasağı demokrasi ve laik devletin gereği olarak savunurken, çoğu Müslüman da demokrasiyi -dini vecibe ikinci plandadır-savunarak bu yasağa karşı çıkmaktadır. Bizim daha doğrusu başörtüsünün sadece bir dini vecibe olduğunu ve Müslüman kadının özgürlüğünün başörtüsü takmakla başladığını savunanların sert tepki ve sıra dışı söylemleri de burada başlamaktadır.

Başörtüsü takmanın demokratik bir hak olduğunu söylerseniz işin içinden çıkamazsınız. Çünkü demokrasinin kuralları sizin yetkinizde olmayıp Batı’nın ve Türk müşriklerinin elindedir. Hak tanımını doğal olarak sadece kendilerinde gördüklerinde bir demokrat olarak size bu haklara sadece uymak kalıyor. Çünkü siz ikinci elden demokrasiyi satın almışsınız ve üzerinde değişiklik yapamazsınız, bu değişikliği ancak demokrasiyi üreten kişiler yapmaktadır. Doğrusu bu bağlamda, geçen yıllarda Fransa’daki demokrasiyi gerekçe göstererek bu ülkedeki başörtüsü yasağının anti-demokratik olduğunu dile getiren Müslümanların da bundan sonraki tepkilerini çok merak ediyorum, Onlara demokrasi dersleri vermeye kalkarlarsa hiç şaşmam. Fransızların veya Batı’nın dinimizi bize öğretmeye kalkması ve dinimizin sınırlarını çizmesi ne kadar küstahlık ve kabul edilemez bir davranışsa bir kısım müslümanın da Batı’ya demokrasiyi öğretmeye kalkışması o kadar saçma ve uygunsuzdur.

Ama yasak başladığı andan itibaren, bu yasağa dini vecibe gerekçe gösterilerek karşı çıkılsaydı bir çok olgu netleşecekti. En azından laiklerin din düşmanı olduğu toplum tarafından daha iyi anlaşılacaktı. Çünkü ortada net bir ayrım olacaktı; Bir tarafta ALLAH’ın farz kıldığı bir başörtüsü karşı tarafta da bunu bütün güçleriyle ortadan kaldırmaya çalışan laik zihniyet."


İsmet Özel

***
başörtüsü "onların demokrasisi"ne göre gerçekten de demokratik bir hak olmasa da;
özgürlüğün bir parçasıdır.
çünkü özgürlük demokrasiden büyüktür.
ve bizim "onların demokrasi"sine ihtiyacımız yok,
İslam her türlü sistemden büyüktür.
***

Hiç yorum yok: