Ağustos 07, 2011

Tevfik Fikret / İlk Tesadüf

Niçin o çehreyi görmekle titredim birden,
O dîdelerde niçin gizli bir nigâh aradım?
Değil garâm-ı heves-perverâne mu’tâdım,
Niçin o gözlere dikkatle baktım öyle iken?...

Niçin? Niçin?... Bu “Niçin?”lerle şimdi pür-halecân
Dilimde titreşiyor en sitemli nâlişler;
Kabâhatim ona bakmaktı, muhterîz, muğber,
Dudaklarında sönerken bir ibtisâm-ı nihân.

Bu yüz hayâlime -gittikçe- hiç yabancı değil;
Fakat, yazık, o vücûd-ı hayâl-perverde

Tesâdüfüm ne hazîn oldu böyle bir yerde!
Sen ey sefâlet-i meş’ûme, ey şeb-i hâil,

Soğuk soğuk bakıyorsun; o nazra-i şûmun
Nasıl sukûtuna ka’il şu hüsn-i ma’sûmun?

Tercümesi*


Niçin o çehreyi görmekle titredim birden,
O gözlerde niçin gizli bir bakış aradım?
Hevesper bir aşkın derdinde değilken,
Niçin o gözlere dikkatle baktım öyle iken?


Niçin? Niçin? Bu “Niçin?”lerle şimdi heyecan dolu,
Dilimde titreşiyor en sitemli iniltiler..
Kabâhatim ona bakmaktı, çekinmiş ve gücenmiş,
Dudaklarında sönerken sırlı bir tebessüm..


Bu yüz hayâlime -gittikçe- hiç yabancı değil;
Fakat ne yazık, o hayallerle çizilmiş bir vücut

Tesâdüfüm ne hazîn oldu böyle bir yerde!
Ey kötü sefillik, ey karanlık gece!

Soğuk soğuk bakıyor da bir kısacık bakışla
Nasıl razı olayım o masum güzele susuşla

*naçizane, nakıs çevirim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

gözel