Mart 18, 2015

ZM / Placebo

Ben hiçbir şey aramadım. Tek 1şey. Ardına düşmedim hiçbir şeyin. Peşinden koşmadım. Hırsla elde edilen hiçbir şeye tenezzül etmedim. Yazın 25 olacağım, kimseye aşık olduğumu söylemedim. Kimseye 'sensiz yaşayamam' demedim. Kimsenin vaz'geçilmez olduğuna inan(a)madım. Boyum uzun sayılır ama boyumdan büyük laflar etmedim hiç. Mübalağanın sanatını dahi sevemedim. Yıllar oldu bir ideal bile kuramadım. -İdealler Heves'in çocuklarıdır zaten.-Şunlar, bunlar olsun demedim. Di(le)yemedim.

Rast'ların büyüsüne meftun oldum sadece. Belki de tevekkülün ifrat-tefrit dengesini öylesine bozdum ki hep ayağıma gelmesini bekledim bir şeylerin. Gelmediler. Zaten umurumda da değildi gelmeleri. Beklemedim. Bana verecekleri hiçbir şeye tamah etmedim. İstemedim. Alemlerin Rabbine bile her zaman el açamadım. Yazgım gibi nasipsizdi dua pozisyonu alamayan ellerim.

Belki küstah bir kumardır bu, hayatla oynanan. Belki ruhumun bu fıtratı yaşamıma da tezahür etmiştir. Peki kazanmak için riske atılan hangisi? Hayatım mı? Ta kendisi. Vitam Vero Impendenti: 'Hakikati öğrenmek için yaşamını riske atan kişi...' Ama sonuç tıpkı o güzelim şarkıdaki gibi: "But that's not the shape of my heart / That's not the shape, the shape of my heart"

Sıradan olan niçin çirkindir ki? Niçin izzetini ayn(a)da seyr'i seven narsisist nergis çiçeğinin tabiatı bu melun yapı böylesine kırılgan sıradan(lık) karşısında? Niçin sıradan olacağına 'hiç' olmayı dahi diler?

Var(a)mayacaksam, dahası varmayı zerre umursamayacaksam niye yoldayım ki? Yolum bir kervansaraya varmayacaksa neden bu yol perişanlığı? İsteyemiyorsam, istemek hasleti alınmışsa sinemden neden atım var ki? Neden bir varış noktam olmadığı halde atımın sırtını böylesine kırbaçlıyorum ki? Güzel atım, benim kara, soylu, hırs atım...

*

Noldu bana Doktor? Ne haller oldu ruhuma ki ben bu kayıtsız moda geçtim? Kim kırdı ümitlerimi? Kim buza dönüştürdü kristal kalbimi? Kim çaldı ruhumdan o güzelim(!) gençlik neşvesini? Hem neden hazzı dahi merakla yaşıyorum ki? Neden çok sevilen'i öpmek dahi hazdan önce merak benim için?

Nasıl bir lütuf yahut lanet ki ruhumun mayası böylesine keşf'ten? Neden işinin piri yaşlı tarotçudan bile "25 yıldır fal bakıyorum, böylesine karmaşık bir ruh görmedim"sözlerini işitiyor kulaklarım?

*

Hayır, bana o ilaçları zorla içirme Doktor. Hayır, durun. İtiraf edeceğim. Sıradan olmayı hiç istemedim. Katlanamadım buna. 1. olmayı, 'en olmayı' dahi bunu istediğim gibi istemedim. Çünkü zaferlerimi daha iyiler çalabilirlerdi. Bir yarış olduğu müddetçe hiçbir zafer kalıcı ve sonsuz olamazdı. Ama özel olabilseydim kimse yerime geçemezdi. Kimse yerimi dolduramazdı Doktor. Hayır, hayır, Salieri'nin hastalığı değil! Haset hastalığı değil çünkü Mozart adında bir zehrim dahi yok benim. Zehrim olsaydı pan-zehrim de olurdu. Hayır Doktor, yanlış teşhis.

İyileşmeyi reddediyorum. İlaçlarını bu yüzden reddediyorum Doktor. İyileşirsem sıradan olacağım. O aptal ilaçların beni normal, sağlıklı ama sıradan yapacak. Ve ilaçlarını kullanmazsam değil, kullanıp iyileştiğim yani sıradan olduğum an öleceğim.

Bu yüzden bana ilaç verme artık. Bırak da dünyanın en güzel, en soylu ve tedavisi namümkün bu hastalığını ölene kadar çekeyim. Nüksetsin her mutluluk sonrasında. Bırak kan tüküreyim ellerinde siyah tüllü mendiller taşıyan eskini o zarif veremli kadınları gibi.

Yine de ruhumu teskin etsin diye bir şey vereceksen, hırs nöbetlerimi yatıştıracak bir ilaç vereceksen ilaç suretindeki o ikiyüzlü ve sahtekar haplardan ver bana.

Hani şu üzerinde "amour" yazan çilek tadındaki haplardan.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

25 olabildin mi bari )